top of page

Şiddet mi, ne şiddeti?

Hani şu içimizde olan… ☺

Var olmadığını düşündüğümüz… ‘Ben karıncayı bile incitmem’ diyenlerden misiniz? Yazıyı okuduğunuza pişman olacaksınız… ☺

Daha önce bahsettiğimiz gibi (bkz. Neymiş Bu Sekiz Basamak); yoganın birinci kuralı negatiflerden arınmadır. Yoga terimiyle, Yama…

Yama’nın birinci kuralı da, Sanskrit dilinde ‘Ahimsa’ manasına gelen ‘Şiddetsizlik’ prensibi…

Birinin canını acıtma isteği (eyleme geçilmese de), öfkeli konuşmak, et yemek ve hatta yoga yaparken başının üstünde duramayan arkadaşımızı veya öğrencimizi bacaklarından tutarak başının üstünde durmasını sağlamak, şiddet uygulamaktır…☺

Benzer duygulara mı sahip oldunuz? Hadi biraz detaylandıralım… ☺

Şiddetsizlik prensibini önce zihinde aşmak, konuşmada ve eylemde aşmaya yardımcı olur. Aynı şekilde zihinde şiddet içeren düşünceler çoğaldıkça, konuşmada ve eylemde şiddeti uygulamak kolaylaşır… Çünkü aslında şiddetin kaynağı zihindir… Sonuçta önce planlar, sonra planları uygularız… Şiddet içeren düşüncelerden sıyrılmak, endişe ve korkulardan kurtulmamıza da yardımcı olur. Ayrıca, zamanla çevremizdeki olaylar örgüsü bile şiddet içermeyen temalardan oluşur…

Bunu sağlayabilmenin en basit yolu, şiddet içeren düşünceler içindeyken kendimizi yakalayıp, durumu olduğu gibi kabul etmekten geçer. En başta ne sıklıkla bu şekilde düşünceye sahip olduğunuza inanamayacaksınız ama zamanla şiddet içeren düşünceler zihninizi meşgul etmekte eskisi kadar rol oynamayacaktır… Yumuşak, nazik ve düşünerek konuşmak; küfür ve hakarete başvurmayıp, öfkeli konuşmamamızı sağlar…

Burada yapmamız gereken (yine) düşüncelerimizi kontrol ederek ve sözlerimizin sorumluluğunu alarak davranmaktır. Unutmayın ki; sürekli özür dileyip, pişmanlık hissederek yaşadığınız hayatı tüketmek zorunda değilsiniz… ☺ İş yerimizde veya evlerimizde, kendimize ait olan bir işi, ailemizin veya arkadaşlarımızın yapmasını sağlamak, yardım istemek değil şiddet uygulamaktır. İlle de gidip birini öldürmemiz gerekmez… ☺

Yoga esnasında da, yoga yapan birine dokunmak şiddettir… Yoga, ilk önce odaklanma ve yoğunlaşma gerektirir. (bkz. Gerçekten Yoga mı Yapıyorsunuz?) Yoga yaparken bilinç gider, bilinçaltı kalır. Yoga yaparken her küçük dokunuş, bilinçaltına yapılmış bir saldırıdır. Yogayı doğru uygulamayan kişiler, kendine ve aktardığı kişilere kalıcı psikolojik zararlar verir… Genel olarak vejetaryen veya daha katı haliyle vegan olmanın fiziksel şiddeti azalttığı doğrudur. Ancak çevrenizdekilere bu konuda baskı uyguluyorsanız yine şiddet içerdiğinizi söylemek zorundayız…

Bu konuda bilmeniz gereken en önemli unsur; yoga yapmadan vejetaryen olmanın sakıncalı olduğu…

Yoga yapan kişi, simyacıdır… Başka bir deyişle; yediklerini dönüştürme yeteneğine sahiptir. Bu da yoga yapan bir vejetaryende protein eksikliği olmamasını açıklar… ☺

Üstelik et yemek sadece şiddet içermez, ayrıca korkularımızın kaynağını da oluşturur. Bütün canlılar öleceğini bilir; hele ki mezbahada yaşayan bir canlı için bu kaçınılmazdır. Etine sinen ölüm korkusu, cesedini yiyen kişiye geçer… Yani bize…

Dürüst olmak gerekirse yaşadığımız dünyada tam bir şiddetsizlik halinde olmamız imkânsızdır. Bu nedenle şiddetin yaşandığı olaylar bütününe, yer ve zaman koşullarıyla bakılmalıdır.

Nefsi müdafaa olayı sadece hukukta değil, zihinde de gerçektir. Kendinizi savunmanızın şiddet olarak düşünülemeyeceği gibi, yiyecek bulamadığınız bir yerde, et yemeniz de bedende şiddet olarak algılanmaz. Ama 21. yüzyılda, her tarafında sebze-meyve-tahıl yetişen bir ülkede, hayvan yemek için lütfen bahane uydurmayın… ☺

Düşüncelerinize, sözlerinize ve eylemlerinize dikkat edin…

Şiddet, şiddeti doğurur… ☺

Bizi takip etmeye devam edin… ☺

Comentários


Son Paylaşımlar
bottom of page